F A T İ H T E Z C E

Yükleniyor

YAĞMURDA ISLANAN GÜLLERİNİ ŞEHİRLERE DAĞITAN ŞAİR RAMİZ AYDIN

blog__img

Şair, kitabının önsözünde niyetini açıkça söylemiş. İyi niyetli bir şairin iyi niyetli şiirlerini okumaya hazırız. Kitabının önsözünde mutluluk dileyen şairimize biz de mutluluklar diliyoruz. Geçelim şiirlere…

İnsan sevgisini en başta vermiş şair. İnsancıl dizelerin birbirine pek yakın olduğu muazzam dizeler var şiirlerde. Ruhumuza işleyen bu şiirler elbette belli bir çağın önsözü. Şiirleri okudukça bir çınar ağacının hışırtıları altında bir öğlen vaktinde dinlenmiş gibi hissediyoruz kendimizi.

Şair ebemkuşağı derken dostlarını arıyor, insanı arıyor, belki de kelimelerini arıyor. Şair kendini arıyor. Tabiatla iç içe bir yaşamın sonunda yoğrulmuş kelimelerin çocuklar gibi sevinçli hallerini görüyoruz şiirlerde. Okuyan herkes çocuklaşıyor, çocuk gibi oluyor, mutlu oluyor.

Dağlar, Ebemkuşağı, Çocuklar, Yayla Zamanı isimli şiirleri başta olmak üzere şiirlerinin başlıklarından da anlaşılacağı üzere şairimiz iç huzurunu şiirlerine dökmüş. Günümüz insanı için aranılan kutsal sözcükler bunlar. İşte şiir burada devreye giriyor ve buna şiirin kutsal gücü diyoruz.

Şair yeri geliyor dostluk diyor, yeri geliyor çocukluk diyor. Ortak nokta şiir ve huzur. Şiirin huzur veren sessizliği…

Okumaya devam ediyoruz. Yağmur, Gül, Şehir gibi kavramları şiirlerinde güzel yerleştirmiş şair. Yağmurla ıslanan güllerin şehirleri ne kadar güzel koku yaydıklarını anlıyoruz şiirlerde.

Bazen kendini, bazen bir yakınını anlattığını hissettiğimiz şair, kendisine unutmamış ve kendisinden parçaları da şiirlerine ekleyerek şiirlerini parçalı olmaktan kurtararak şiirlerin okuyucularının da tam olmasını sağlamış. Anlamı olan, derdi olan ve hiç solmayan cümleleriyle de hayatı soldurmamış şair.

Ülke sevgisini, türkü sevgisini, Anadolu sevgisini şiirlerinde buram buram işleyen şair, insanı temel alan şiirlerinde kendisi de her şeye yetişmeye çalışıyor. Bu açıdan kendisini de Anadolu’ya benzetiyor. Motifleri bizden olan, toprak kokusu olan, yaşmak kokusu olan şiirler bunlar.

Şehirlerin kalbini tanıyan şair, şiirlerini de şehirlerin kalbinden başlayarak yazıyor. Dünya yanılgılarını da şiirlerine yer veren şairimiz, insanı temel alan yaklaşımla farklı ve yeni bir boyutta ele alıyor dünyayı ve şiirleri. Dostluktan, sevmekten, yaşamaktan yana olan şair tüm insanlığın tüm sözlerinin de hep güzellikten yana olmasını öğütlüyor.

Geçmişle bugünü irdeleyen şair topraklarımızdan beslenerek bugüne ulaşan insanın geçmişini unutmamasını öğütlüyor şiirlerinde. Kültürel ve milli hassasiyetle yazılan şiirlerde gençlere tavsiyelerde bulunan şair, okuyucusunun da yolunu aydınlatıyor. Değerlerimizin ve kendimizin farkında olmalıyız diyor şair kısaca.

Son Fotoğraf şiiri ile sonlandıralım yazıyı. Kovid dönemi ancak bu güzel anlatılabilirdi bir şiirle. Saatlerce verilen konferansların bir şiir kadar d/okunmadığını çok iyi anlıyoruz bu şiirle. Son Fotoğraf demiş şair; son yani yeni bir başlangıç…

Toplam 108 şiirden oluşan kitap 183 sayfa. Yason Yayınlarından çıkan kitabın ömrü uzun olsun, okuyucusuna da bereketli olsun.

 

Fatih TEZCE

18 Ekim 2025

Bafra

 

Sosyal Paylaşım