EVDEN KAÇAN ROBOTLARI SEVDİĞİNE KİM KAVUŞTURACAK?

Her şeyi düşünemiyorum,
beni affet ey kendim… Kış uykusundan uyanamamış bahar mevsimi gibi… Ya da bahar
mevsiminde kış uykusundan uyanamamış güneş gibi…
Uykusundan uyanamayan
ergen çocukların okula geç kaldıklarında hissettikleri gibi hissediyorum…
Yetişemiyorum… Günün sonunda kızaran gülün sağına soluna da yetişemiyorum…
Bilmem kaç yaşına geldim; geldiğim kendi yaşıma bile yetişemiyorum…
Sabahın beşinde
penceresini açıp kuş seslerinden şiirler yazan insanlar gibi yetişemiyorum…
Sabahın beşinde penceresine doluşan kuş seslerinden şiirler yazan insanların
hiçbir şeye yetişemediği gibi kendime de yetişemiyorum…
Santim santim rüyalar
örüyorum kendime… Adım adım ilerliyorum rüyalarımda… Hep geç kalıyorum orada da
kendime… Görüyorum, utanıyorum, kızarıyorum ve kendime yetişemiyorum… Rüyalarımın
köşesinden geçip gidiyorum… Ardımdan bakakalıyorum… Sonra uyanıyorum… Sonra
uzaklardan kendime bakıyorum… Yetişemiyorum…
Yaprakların
sallanışlarına hikâyeler yazan saf adamların, sabah namazından sonra mahalle
fırınından aldıkları taze ekmek kokusunun tüm sokağa dağılması gibi dağılıyorum…
Yetmeye çalışıyorum… Sokağa, buluta, oyun oynayan çocuklara… Ekmek kokusu kadar
olmasa da… Yetemiyorum…
Sonra ilginç bakışlar
görüyorum gölgelerden… Çoğunlukla yalnız kalmış bakışlar… Mutluluk yalnızlıktır
diyen felsefecilere inanmak istemiyorum…
Topluyorum her şeyimi
bir gece yürüyüşümden… Hayallerimi, adımlarımı, gölgelerimi, sızılarımı… Aynalarda
unuttuğum kendimi bile topluyorum… Her şeyimi topluyorum… Yalnız değilim…
Çin Halk Cumhuriyeti
her şeye yetişen robotlar da üretmeli… Her şeyi düşünmeyi düşünecek robotları da
artık üretmeli Çinliler… Akıllı cep telefonlarına bir komut vererek evleri
nasıl süpürüyorsa robotlar, şiir yazan robotlar da üretilmeli… Esra Erol artık
evden kaçan robotların haberini yapmalı… Evden kaçan genç robotları
sevdikleriyle kavuşturmalı Esra Erol…
II.
Kendi derdimi kendime
anlatarak yazmaya böyle başladım ben… Okuma yazmaya erken başlayanların
dertleri de erken başlıyor diye okumuştum bir kitapta… İnsan kendisini ve
derdini yazıya dökerse okuma yazmaya başlayacak diye de not vardı o kitabın
sonunda… İçine atanlar peki, onlar konuşmaya ne zaman başlayacak?
Müslüm Gürses’in Beni
Affet şarkısını dinliyorum… Ama gözlerim açık… Beni affet diyor şarkısında… Bir
akşamüstü affet diyor Müslüm… Neden akşamüstü… Bulutların kızıllığı ya da gökyüzünün
alacası neden değerli… Karanlık neden bu kadar güzel geliyor insanlara…
En güzeli affetmek… Kendimi
de affettim…
Fatih TEZCE
9 Mayıs 2025 Bafra