F A T İ H T E Z C E

Yükleniyor

AKLIMA GELMEYEN DÜŞÜNCELER

blog__img

AKLIMA GELMEYEN DÜŞÜNCELER

 

I.

 

Asi bir kentin sokaklarından dolanarak denizi bulmaya çalışan ılık rüzgârların çizdiği rotayı takip ediyor mevsim… Peşinde insanlar var… Kim kimdir, kim nerededir, burası neresidir, bilen yok…

 

Güneş havalı bir şekilde başını kaldırırken kayıkların denizle olan sevdası denizin derisine zarar veriyor… Kayıkların sivri ucu denizi yaralıyor… Sokak kedisi miyavlıyor… Sokak köpekleri uyanıyor…

 

Tahta minareli bir camiden ezan sesleri yükseliyor… Tahtadan camii kaldı mı diye kendimize sorarken bile içimizi bir huzur kaplıyor…

 

Gazete kâğıtları akşamdan kalmalı ki yerde sere serpe yatıyor… Parkta çekirdek çitleyen gençler bırakmış olmalı bu gazete kâğıtlarını diye içimizden geçiriyoruz… İçimiz de geçiyor bu arada… İçimiz zaman gibi hızlıca geçiyor yaşımızdan… Ne ara bu kadar büyüdük, bilen yok…

 

Yerde ılık hava ile dans eden gazete kâğıdını unutup mart ayından bu yana erik ağacının dallarında tomurcuklanıp açmaya çalışan yapraklara dalıyor gözlerimiz… Kar yağdıktan sonra küsen bu tomurcuklar inatla ve aşkla yeniden açmaya başlamış… İnat ve aşk kelimelerini birilerine sevdiremedik ama olsun, biz de inatla ve aşkla erik ağacının yolundayız…

 

Eskilerde kaldı belki ama postacıların sabah mesaisine başladıklarını görüyoruz… Şu ilerde yaşlı Hayriye teyzenin yıllardır gelmeyen oğlundan yıllardır gelmeyen mektuplarını postacılar yıllardır da getirmiyor… Hayriye teyze kapıda mahzun…

 

Mahzun demişken anılarımız bizim yakamızdan yapışıyor birden… İki yakamız bir araya gelebilmiş nihayet… Yıllar sonra seni görmüşüm, belki de ondandır… Ama sen beni görmeden sokağın sonundan kendi soluna dönerek yoluna devam ediyorsun… Sokak kedileri hala miyavlıyor…

 

Martıların amansız simit savaşlarını izliyorum sonra… Hepsi hayali… Martıları bile küstürdüler… Gitti buralardan martılar… Ama ben sana hiç küsmedim…

 

Martılar gibi ben de sana hiç kalamadım… Çünkü ben hep bende kaldım…

 

II.

 

Kelimelerin suçu olmaz… Suç insana ait bir kavrammış… Mevsimler de suçsuz biliyorum… Çünkü ben kalıyorum… Çünkü sen gidiyorsun…

 

Mahallede yaşlı bir amca vardı… Bisikletiyle evlere ekmek götürürdü… Bir gün düşmüş bisikletinden… Kalp krizi dediler… Öldü…

 

Hayat ne kısa değil mi… Üzmeyin de üzülmeyin de… Ama beni sen de çok üzdün… Dönüp bir defa bile bakmadın kırmızı bisikletime…

 

Bizi çok mu üzerler anne diye sorardım hep… Küçükken… Tütün tarlasının soğuk topraklarında uyumayı çok severdim… Annem kıyamaz saçlarımı okşar ve evet iyileri hep üzerler derdi…

 

Büyükken soramıyorum… Çünkü annem gene haklı… Çünkü annem hep haklı…

 

Büyüdüm deniz oldum, damla tanesinde kayboldum…

 

 

Fatih TEZCE

29 Mayıs 2025

Bafra

Sosyal Paylaşım